Çevre Dostu Çelik Üretimi

Çevre Dostu Çelik Üretimi

Çelik endüstrisinin dekarbonizasyonu, sıfır karbon emisyonu hedeflerine ulaşmanın anahtarıdır. Hukuki düzenlemeler ve fiyat teşvikleri, endüstrideki yatırımları ve temiz çelik tüketimini teşvik eden en önemli etkenlerdir.

Çelik endüstrisi, dünya çapında karbon emisyonlarının yaklaşık %8’ini ve endüstriyal emisyonların yaklaşık %30’unu oluşturur. Yeşil çelik üretimine geçişte belirleyici bir faktör, maliyetlerin ne kadar artacağı ve üretimin hızlı bir şekilde artırılıp artırılamayacağıdır.

Düşük karbonlu ürünler için ekstra ödemenin, geleneksel çeliğin maliyetinden daha fazla olacak yeşil çelik‘i tüketmeyi pazarın kabul edip etmeyeceğini gösterecektir. Örneğin, Avustralya’da düzenlenen bir endüstri konferansına katılanlara göre, bu ek ödeme ton başına $0-150 arasında olabilir.

Fakat, küçük bir ek ödeme bile bu ürünleri, tüketimde en düşük maliyetin anahtar olduğu çoğu pazar için geçersiz kılabilir. Örneğin, Çin’de düşük karbonlu çelik için en yüksek ek ödemeyi bile ödemeye potansiyel olarak istekli olan tek sektör otomotiv sektörüdür. Çünkü bu durum, bireysel bir aracın perakende fiyatını yalnızca hafifçe etkileyecektir.

 

Çelik Endüstrisinin Dekarbonizasyonu

S&P Global’e göre, Çin otomotiv sektörü bu yıl 54 milyon ton çelik kullanmıştır ki bu ülkenin toplam talebinin sadece %6’sıdır. Ülkedeki çelik ürünlerinin en büyük tüketicileri gayrimenkul ve altyapı sektörleridir, bu sektörler 2024’te zaten 518 milyon ton çelik tüketmiştir, bu da toplamın %57’sidir. Bu tüketim seviyesi, bir premium uygulanırsa yeşil çelik ürünlerinin maliyetine önemli miktarlarda ekleyecektir.

Analiste göre, küresel ölçekte yeşil çeliğe geçişi teşvik etmenin tek yolu, muhtemelen sınır ötesi karbon vergileri gibi uygun düzenlemeler aracılığıyla olabilir. Ancak, bu tür bir sisteme dair küresel bir anlaşmaya varmak bir meydan okuma olacaktır, zira Asya gelişmekte olan ülkeler bu adıma muhtemelen direnecektir.

Fastmarkets’e göre, çelik endüstrisinin dekarbonizasyonu, 2024 yılında hala ana konulardan biri olmaya devam edecektir. Temiz hidrojenin ve yenilenebilir enerjinin rekabetçi fiyatlarda yeterli seviyede tedarik edilmesi hayati olacaktır.